Dursun Çiçek 2 Temmuz 2010’da Ne Demiş?

Son birkaç gündür Alb. Dursun Çiçek’in “İnternet Andıcı”nın gerçekliğini “itiraf” ettiği haberleri tüm medyada yer alıyor. Aslında yeni herhangi bir şey söylenmemiş olmasına rağmen İnternet Andıcı iddianamesinin mahkemece kabul edildiği ve Yüksek Askeri Şura’nın devam ettiği bu günlerde yapılan bu haberlerin sebebini, altında yatan asıl amacı anlamak çok da zor değil.

Aşağıya Dursun Çiçek’in 2 Temmuz 2010 tarihinde Silivri’deki İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yaptığı savunmanın bir kısmını aynen; hiç değiştirmeden koyuyoruz. Duruşma tutanağının tamamına buradan erişebilirsiniz. Buraya kopyaladığım kısım 19. sayfadan başlıyor.

Şimdi Genelkurmayın bir yasal hizmeti başbakan talimat vermiş açıkladılar Andıç çıktı. Üstünde en az 15 tane paraf var bir tane de imza var kimin imzası? Yüzbaşı Murat Ustakılıç sitelerin alt yapısına o bakıyor. Başka destek şubenin personeli, bunu Sayın savcı görmek istemiyor. Orda sadece o 15 tane ikinci başkan genelkurmay başkanı dahil olan parafların içinde bir tane Dursun Çiçek’in bir parafı var. Dursun Çiçek imzalı internet Andıcı diye yazıyor. Be insaf bu kadar olmaz ki bu kadarda insan suçlanmaz bu kadar peşin hükümlü yargısız infaz olmaz ki? Ya önünde duruyor belge Dursun Çiçek’in parafı var orda imzası başkasının gördüğünü yaz bari. Orda gördüğünü yaz ve gerçek belge Genelkurmayda kabul etti. İhaleye çıkıyor Ortadoğu bilişim hizmetleri ihaleyi alıyor internet alt yapısını kuruyor. MSB’ye sormuş almıştır cevabını yasal bir görev diye Nisanda sormuş ama yok çünkü komploya uymuyor bunlar Dursun Çiçek’i suçlayıcı değil. Şimdi ihaleyle bir hizmet alınıyor bunun üzerine internet siteleri kuruluyor. Bizim şubenin de internet sitesi var hiç birisi geçmiyor burada gurbetçiler diye, Türkses diye, İngilizce, Fransızca, almanca yayın yapan Türkiye’nin çıkarlarını koruyan Türkiye’nin milli sorunlarını okuyucuyu bilgilendirmeyi amaçlayan hiç birisinin ismi yok. Esas benim şube müdürü olduğum birimin siteleri bunlar niye yok. Çünkü iddianameyi desteklemiyor komployu desteklemiyor. Bunların bu bilgilerin Sayın savcımızda olduğunu sanmıyorum hepsi var çünkü ifadelerimizde var. Kredi kartı ile ödenen internet parası, İlker Ziya Göktaş kredi kartı numarası var dün okundu. Bu nasıl yasadışı faaliyet olur ki. Suç bulamadık, Genelkurmayda yapılanma değiştirilmiş işte böyle saat gibi çalışan birim bu iftiralar yüzünden çalışamaz hale getirilmiş. Bu siteler ne için kurulmuş, Türkiye’nin dış sorunları sorunlarımızın anlatılması için ya bu kimin lehine yani? Sayın Haşıloğlu yani bu yapılmazsa bu görev yapılmazsa kim zarar görür. Dursun Çiçek zarar görmez ki Genelkurmay Başkanı da zarar görmez işte emekliliği geldi emekli olacak. Bu işler geçici biz bugün varız yarın yokuz. Yani bu işi stop ettirirsen bu işi darbelersen kim zarar görür? milletimiz zarar görür, devlet zarar görür. Türkiye’nin çıkarları zarar görür, Ermeni iddiaları haklılık kazanır. Pontus çalışmaları yapıyoruz bir tane Yunan vatandaşı 98 kere geliyor oraya, horon tepiyor mesajlarını veriyor geri gidiyor. Bunu kimse takip etmezse bu nosyonu olmayan benim valimin vali yardımcımın haberi yoksa ne olacak. İşte okuyorum son altı ay diye bir kitap okuyorum. Atatürk’ün Kasım 1918’de Samsun’a çıkmadan 19 Mayıs 1919 arasındaki dönemi. İşgal devletleri gelmiş her taraf işgal edilmiş ülkesini milletini sevenler tutuklanıyor, kim tutukluyor yine bizim hâkimlerimiz bizim kadılarımız tutukluyor. Niye vesayet altındaki baskı altındaki kadılarımız tutukluyor. Önce siyasete baskı yapıyorlar sadrazama, padişaha baskı yapıyorlar o da kamu görevlisine baskı yapıyor tutuklanıyor sonra Malta’ya sürgün.  Ne yapıyor sonra dönüp iki yıl sonra milli mücadelede Atatürk’le beraber bu ülkenin kurtuluşuna destek oluyor. Boğazlayan kaymakamı, Ermeni iddiaları nedeniyle idam ediliyor. Bunun bir açıklaması var, sizinle paylaşmak istiyorum 33 yaşında idam ediliyor. Ben bir Türk memuruyum bende bir Türk memuruyum bana ne görev verildiyse onu yapıyorum evet bana ne görev verildiyse onu yapıyorum. Yabancı kuvvetlere yaranmak için beni asıyorlar o zaman idam var şimdi yok beni şimdi idam gibi müebbet hapisle yargılıyorsunuz. Eğer adalet buysa kahrolsun böyle adalet. Söylenme tarihi 10 Nisan 1919.  Çocuklarımı asıl Türk milletine emanet ediyorum idam sehpasında son sözü bu. Bu kahraman millet elbette onlara bakacaktır vatan uğrunda cephede ölen bir insan gibi şehit gidiyorum, Allah vatana millete zeval vermesin. Geçen sene Mart ayı Genelkurmay Askeri mahkemesinde disiplin mahkemesinde başkanım. Bir kurmay binbaşıyı yargılıyoruz işte gazeteye bir belgenin sızmasından dolayı orda da mutlaka Malatya’daki ikinci ordunun soruşturma dosyasından gitmiştir yani çünkü bilgiler çok net bilgiler komutanım dedi Güneydoğu da görev yapıyor. Yani bu suçtan yargılanacağıma şehit olsam daha iyidir. Evet, bende aynı şeyi söylüyorum. Keşke Güneydoğuda şehit olsaydım ve bu anları yaşamasaydım.

Yorum bırakın